1.1. Patofizyoloji ve Bilimsel Etiyoloji
Sedef hastalığı, derinin basit bir hastalığı olmayıp, kökeni bağışıklık sisteminin karmaşık işleyişine dayanan kronik bir otoimmün durumdur.
İmmün Kaskadı: IL−23/Th17 Yolağının Merkezi Rolü
Hastalığın patogenezi, genetik olarak yatkın bireylerde çeşitli faktörler tarafından tetiklenir. Stres, enfeksiyonlar veya bazı ilaçlar gibi tetikleyiciler, dendritik hücreler adı verilen immün hücreleri aktive eder. Bu hücreler, interlökin-23 (IL−23) adı verilen bir sinyal moleküle salgılar. IL−23, Th17 olarak bilinen bir T-hücresi alt tipini uyarır. Aktive olan Th17 hücreleri, başta interlökin-17 (IL−17) ve tümör nekroz faktör-alfa (TNF−α) olmak üzere güçlü pro-enflamatuar (iltihap artırıcı) sitokinler üretir. Bu sitokinler, sedef hastalığının karakteristik lezyonlarını oluşturan patolojik değişiklikleri yöneten ana moleküllerdir ve modern biyolojik tedavilerin birincil hedeflerini oluştururlar.
Keratinosit Hiperproliferasyonu: Cildin Hızlandırılmış Döngüsü
Bu immünolojik saldırı, cildin en üst tabakasını oluşturan keratinosit hücrelerinin yaşam döngüsünü dramatik bir şekilde hızlandırır. Normalde bir cilt hücresinin olgunlaşıp dökülmesi yaklaşık 28 gün sürerken, sedef hastalığında bu süreç 3 ila 7 güne kadar kısalır. Bu hızlı döngü nedeniyle, olgunlaşmamış cilt hücreleri yüzeyde birikerek hastalığın tipik belirtisi olan kalın, gümüşi-beyaz, sedef rengi pullarla kaplı plakları oluşturur.
Genetik Yatkınlık ve Tetikleyiciler
Sedef hastalığının gelişiminde genetik faktörler önemli bir rol oynar. Aile öyküsü güçlü bir risk faktörüdür; tek bir ebeveynde sedef hastalığı olması çocukta görülme riskini yaklaşık %14'e, her iki ebeveynde olması ise %41'e çıkarır. Özellikle PSORS1 geni, hastalıkla en güçlü ilişkisi olan genetik bölgedir ve kalıtımın yaklaşık %35-50'sinden sorumludur. Ancak genetik yatkınlık tek başına yeterli değildir; çevresel faktörler hastalığı tetikleyebilir veya alevlendirebilir. Başlıca tetikleyiciler şunlardır:
- Enfeksiyonlar: Özellikle çocuklarda ve gençlerde görülen guttat (damla) tipi sedefi tetikleyen streptokok kaynaklı boğaz enfeksiyonları.
- Stres: En yaygın tetikleyicilerden biridir ve bağışıklık sistemini etkileyerek ilk atağı başlatabilir veya mevcut hastalığı şiddetlendirebilir.
- Cilt Travması (Köbner Fenomeni): Cildin kesik, yanık, sürtünme veya hatta güneş yanığı gibi bir travmaya maruz kaldığı bölgelerde yeni sedef lezyonlarının ortaya çıkmasıdır.
- İlaçlar: Lityum, beta-blokerler (bazı tansiyon ilaçları), sıtma ilaçları ve aspirin gibi bazı ağrı kesici ve romatizma ilaçları sedefi tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
- Yaşam Tarzı Faktörleri: Aşırı alkol tüketimi ve sigara kullanımı da bilinen risk faktörleridir.
1.2. Klinik Bulgular ve Alt Tipleri
Sedef hastalığı, farklı klinik görünümlerle ortaya çıkabilen çeşitli alt tiplere sahiptir.
- Plak Tipi Sedef (Psoriasis Vulgaris): En sık görülen formdur (hastaların yaklaşık %80'i). Dizler, dirsekler, saçlı deri ve sırt gibi ekstansör yüzeylerde keskin sınırlı, deriden kabarık, kırmızı zemin üzerinde gümüşi-beyaz renkli kalın pullarla kaplı plaklar şeklinde görülür.
- Damla Tipi Sedef (Guttat Psoriasis): Genellikle gövde, kol ve bacaklarda yağmur damlasına benzer, küçük (1 cm'den küçük), pembe-kırmızı, hafif pullu döküntülerle karakterizedir. Sıklıkla çocuklarda ve genç erişkinlerde bir üst solunum yolu enfeksiyonunu (özellikle streptokok) takiben aniden ortaya çıkar.
- Ters (İnvers) Sedef: Koltuk altı, kasık, genital bölge ve göğüs altı gibi cilt kıvrımlarında görülür. Bu bölgelerin nemli ve sürtünmeye maruz kalması nedeniyle, tipik pullanma genellikle yoktur; lezyonlar pürüzsüz, parlak ve kırmızı renktedir. Bu görünümü nedeniyle sıklıkla mantar enfeksiyonları veya egzama ile karıştırılabilir.
- Püstüler Sedef: Deride içi irin dolu, bulaşıcı olmayan (steril) küçük kabarcıkların (püstüller) oluştuğu nadir bir formdur. Avuç içi ve ayak tabanlarını etkileyen lokalize formu (palmoplantar püstüloz) veya tüm vücuda yayılabilen, ateş ve titreme gibi sistemik belirtilerle seyreden generalize formu olabilir. Generalize püstüler sedef acil tıbbi müdahale gerektirir.
- Eritrodermik Sedef: Vücut yüzeyinin %90'ından fazlasını kaplayan yaygın kızarıklık, iltihaplanma ve şiddetli soyulma ile karakterize en nadir ve ciddi sedef türüdür. Cilt bariyerinin bozulması nedeniyle vücut ısısı ve sıvı dengesi bozulabilir, bu da hayatı tehdit eden komplikasyonlara (örneğin protein kaybı) yol açabilir ve hastanede tedavi gerektirir.
- Tırnak ve Eklem Tutulumu: Sedef hastalığı sadece deriyi değil, tırnakları ve eklemleri de etkileyebilir. Tırnaklarda toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar (tırnak yüksüğü), sarı-kahverengi renk değişiklikleri, kalınlaşma ve tırnağın yatağından ayrılması (onkoliz) görülebilir. Sedef hastalarının yaklaşık %30'unda, eklemlerde ağrı, şişlik ve sertliğe neden olan Psoriatik Artrit (PsA) gelişir. PsA, kalıcı eklem hasarını önlemek için erken tanı ve etkili tedavi gerektiren ciddi bir durumdur.