Yağlardan Korkmayın, Doğru Olanları Tanıyın!
Yıllarca bize yağların sağlığımız için kötü olduğu söylendi. Ancak bu hikayenin sadece bir kısmı. Tıpkı bir arabanın çalışmak için doğru türde yakıta ihtiyacı olduğu gibi, vücudumuzun da düzgün çalışması için doğru türde yağlara ihtiyacı var. İşte bu noktada sahneye "iyi yağlar" çıkıyor ve bu yağların en önemlileri arasında Omega-3 ve Omega-6 yer alıyor. Bu yağ asitleri o kadar temel ve hayatidir ki, vücudumuz onları kendi başına üretemez. Bu yüzden onlara "esansiyel" yani "temel" yağ asitleri diyoruz ve onları besinler yoluyla dışarıdan almamız gerekiyor. Bu yazıda, bu iki kahraman yağın vücudumuz için neden bu kadar önemli olduğunu, sağlığımıza ve cildimize nasıl faydalar sağladığını ve onları hayatımıza nasıl daha fazla dahil edebileceğimizi basit bir dille keşfedeceğiz.
Omega-3 ve Omega-6 Nedir? Vücudumuzun Vazgeçilmez Çalışanları
Omega-3 ve Omega-6'yı, vücudumuzdaki her bir hücrenin yapı taşı olarak düşünebilirsiniz. Onlar, hücrelerimizi çevreleyen zarların esnek ve sağlıklı kalmasını sağlayan görünmez işçilerdir. Bu görevleri sayesinde beyin fonksiyonlarımızdan kalp atışlarımıza, bağışıklık sistemimizden cildimizin parlaklığına kadar her süreci etkilerler. Vücudumuzda doğal olarak üretilemedikleri için, onları soframıza taşıdığımız besinlerle almak zorundayız. Eksikliklerinde ise yorgunluktan cilt kuruluğuna, ruh hali değişimlerinden eklem ağrılarına kadar pek çok sorun baş gösterebilir.